- Ülkemizde girişimcilik henüz yeterli seviyede değil..
- Çok daha fazla gelişmesi gerekiyor..
- Beyaz yakalılar işlerini bırakıp girişimci oluyor..
- X girişimine milyon dolar yatırım yapıldı…
gibi haberleri sıkça okuyoruz. Bu haberler, bizi girişimci olmaya teşvik ediyor diyebiliriz, yani haberler amacına ulaşıyor. Fakat, bu haberlerin gazına gelen bazı arkadaşlarımız, risk analizlerinde büyük boşluklar olduğu halde girişiyor ve büyük çaplı zarara uğruyorlar.
Bir girişimin ilk aşamasında okumanız gereken önemli blog yazılarından birisi, Hasan Yaşar‘ın kaleme aldığı “İş Kurarken Maliyetleri Hesaplamak” başlıklı yazı diyebilirim. Ki, burada bahsedilen maliyetlerden bile fazlası çıkacağına eminim, bu sebeple, yaptığınız hesapların sonrasında aylık olarak bir miktar ekstra maliyet belirleyin. Girişiminize başladıktan sonra ekstra maliyetlerinizi kullanmadıysanız, kullanmış gibi kabul edin ve kenara ayırın, sonraki aylarda “olağanüstü” durumlar için mükemmel bir ilaç olabilir.
Bir girişime başlamadan önce en çok zaman ayırıp, özenle hazırlayacağınız şey fikriniz/projenizden sonra bütçe planınız olmalıdır. Hazırladığınız bütçe planına, yukarıda bahsettiğim ekstra maliyetlere ek olarak “kriz bütçesi” eklemelisiniz. Bunun sebebini, büyük bir girişimci abimden dinlemiştim. Beni küçük çaplı bir girişimden, bu pencereden bakmamı sağlayarak vazgeçirmişti.
Bu sebebi bir örnekle açıklayayım, şöyle ki;
Bir ofis açtınız, belli malzemeler koydunuz ve işe başladınız. Ay içerisindeki maliyetlerinizi sattığınız ürün/hizmetlerden karşılıyorsunuz, üç-beş kuruş da kâr ediyorsunuz diyelim. 3 ay geçti ve her şey yolunda gidiyor. Hatta büyüme hayallerine kapılıp, yeni adımlar planlıyorsunuz. Ne olduysa o gece oluyor ve ofise bir hırsız giriyor ya da su basıyor, malzemelerden %40’ı gitti diyelim. Bu malzemelerin maliyetini o ay karşılayabilecek misiniz? Ya da bu maliyeti karşılamanız halinde evinize ekmek götürebilecek misiniz? Bu soru çok önemli ve siz her konuda olmasa da bazı konularda en kötü senaryoya hazırlıklı olmak zorundasınız.
Şimdiye kadar konuştuğum birçok girişimci arkadaş, toz pembe hayaller kurmasa bile bu kadar derinlikli düşünmüyor. Ve sonrası, ciddi bir hüsranla sonuçlanabiliyor.
Kulağıma küpe olan bir girişimci tavsiyesini sizinle de paylaşmak isterim. “Ticarete giriyorsan, batırabileceğin kadar parayla gir.” Yani iflas etmeniz halinde, karşılayabileceğiniz bir miktarda parayı riske atmalısınız. Hayatınızın kalanını, sabit maaşlı bir işte çalışırken borç ödeyerek geçirmek istemezsiniz, değil mi?
Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et