Projeye Neden MVP ile başlamalı?

MVP (Minimum Viable Product) kavramını biliyor olduğunuzu varsayarak açıklamadan geçiyorum. Bilmeyenleriniz olabilir, kısa bir Google araştırması işinize yarayacaktır.

Uzun süredir projelerimden sesli olarak bahsetmedim, bugün öncelikle kendim için geliştirdiğim bir projeyi dile getirmek istiyorum. Anlatacağım kısım, projenin kendisinden çok geliştirme süreci ile ilgili olacak.

Proje fikri, “Irregular Verbs” listesini ezberlemek yerine oyunlaştırma ile öğrenmeyi tercih etmekten çıktı. Bir süredir İngilizce’ye odaklanmış durumdayım. Speaking çalışmalarımın yanında küçük gramer ve bir hayli kelime çalışması yapıyorum. Fikir böyle basit bir temele dayanıyor fakat üzerinde konuştukça dağ gibi olmaya başladı. Yalnız, “bu sefer aynı hataya düşmeyeceğim!” diyerek fikir geliştirmelerimi fazlara böldüm ve v0.1 versiyonunu olabildiğince basit ve hızlı ortaya çıkarma odaklı çalışmalar yaptım. Neden?

Çünkü; bir projenin ilk adımı ne kadar mükemmel olursa, başarısız olma ihtimali de o kadar artıyor. Onu da ekleyeyim, bunu da ekleyeyim, daha güzel olsun derken süreç uzuyor, heyecan azalıyor, motivasyon düşüyor. Sonra çok fazla emek verdiğiniz projeye gelen absürt yorumlar sizi uçuruma itebiliyor. v0.1 gibi bir şekilde çıkınca, kim ne derse v0.1 & alpha vb. diyebiliyorsunuz, her şeyi daha rahat göğüslüyorsunuz. 🙂

Önemli bir ek olarak; kullanıcı alışkanlıklarını/taleplerini hayal etmek yerine geri bildirim toplayıp, yeni versiyonu birlikte oluşturmak hem kullanıcılara “aidiyet” hissi veriyor, hem de projede doğru şeylere odaklanmanızı sağlıyor.

Projeyi kendin için geliştiriyordun, kullanıcıların ihtiyaçları neden önemli? sorusuna cevabım ise; bu sürecin yalnızca kullanıcılara değil bana da katkısı olduğunu belirtmeliyim. Öğrenmeyi eğlenceli hale getirip kolaylaştırmak için başladığım projeye çok fazla zaman harcarsam, amacımdan sapmış olacağım. Yani böylelikle bir taşla iki kuş vurmuş oluyorum.

Projenin teknik alt yapısı; dostum Şirzat‘a ait. v0.1’deki sorular bir dil öğrenme sitesindeki sorulardan oluşuyor. Hem soru formatlarını görüp uygulamada test etmiş olmak istedim, hem de özgün sorular hazırlarken zaman kazanacağım. Ev/mutfak işlerinde rahmetli babaannemin kullandığı bir tabir vardı, “işi işe tutturmak”. İşte bu tabirin tam olarak yeri burası. Henüz içerik özgünlüğüne ulaşmadığından dolayı uygulama marketlerine göndermedik, “kapalı beta” sürecimizi tamamladığımızda -hedef v0.2- “açık beta” süreci için uygulama marketlerinde yer almayı planlıyoruz.

Uygulamanın içerik hazırlık sürecinde ihtiyacım İngilizce ile ilgili destek olan TAC Yabancı Dil Kursu‘ndan Ayşe Seda Yeşilyurt ve Hande hocama özel teşekkürlerimi iletiyorum.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.