İki yıl… Uzun bir süre… Yazmayı sevdiğim halde blogumdan bu kadar uzak kalmak için haklı gerekçelerim olsa gerek. Hem uzun hem kısa gibi gözüken bu süreye çok şey sığdırdım, zamanla bazıları hakkında gelişmeleri sizinle de paylaşacağım. Klişe gibi gözüken fakat bir o kadar gerçek iki sözle girizgah yapayım.
“Kimse senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna bakmaz. Gemiyi limana getirip getirmediğine bakar.” Victor Hugo
Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz.
Geçmişi iki güzel sözle kenara bırakıyorum, bloguma geri dönüşe vesile olan süreçten bahsetmek istiyorum.
YTB‘de çalışan arkadaşım Mehmet‘in daveti, TRT‘den arkadaşım İbrahim‘in tavsiyesi üzerine online iki sunum yaptım. Sunum derken, slayt değiştirmekten bahsetmiyorum. Bol etkileşimli, zamanın nasıl geçtiğini fark etmediğimiz güzel iki saat geçirdik. Yalnızca benim için değil, aldığım geri bildirimler de bu yöndeydi. 🙂
Zaman su gibi akıp gidince, anlatmak istediklerim bitmeyince, katılımcılara özel olarak Digital Touch adında bir Whatsapp grubu oluşturdum ve arkadaşları davet ettim. Onlar da sağ olsunlar, davetime icabet ederek gruba katıldılar. Grupta, katılımcı arkadaşlara katkım olması adına günlük 3-5 başlıkta içerik hazırlayıp paylaşıyorum.
Hazırladığım içeriklerden bazıları; kullandığım dijital araçlar, takip ettiğim kişilerden faydalı öneriler, fırsatlar, deneyimler ve dahası olarak sıralayabilirim. Katılımcı arkadaşların da katkılarıyla daha zengin bir fayda ortaya çıkıyor.
Bu içerikleri daha çok kişinin erişimine açmak için rutin olarak buraya aktaracağım. İçeriklerle ilgili “en güncel, en hızlı” gibi bir iddiam yok, burası da haber portalı değil. 🙂 Benim için bir arşiv niteliğinde olup, sizlerin de faydalanabileceği bir kaynak olmasını umut ediyorum. Siz de katkı sağlamak isterseniz, yorumlarınızla beni yönlendirebilirsiniz.
Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et