Bugün İnsan Kaynakları Yönetimi üzerine bir sunum inceledim, Facebook’ta hasbelkader konuyla ilgili bir soruyla karşılaştım. Yeni kurulacak bir şirkette ilk istihdam edilecek kişilerin kimler olması gerektiğini öğrenmek isteyen bir arkadaşımız vardı. Birçok yorum gelmiş, yorumlarda herkesin haklı bir gerekçesi var, bu sebeple bir diğer yoruma karşı çıkıyor. Girişimlerde ilk aşamada ve sonraki süreçlerde personel alımıyla ilgili tavsiyelerimi yazacağım.
Konuya öncelikle bir fıkra ile başlamak istiyorum, bilenleriniz olabilir, hatırlamak güzel olacaktır.
Devlet bir gün geniş ve boş bir araziye geceleri göz kulak olacak, 500 TL maaşla Bir bekçi işe almaya karar verir.
Bir süre sonra düşünülür;
“Peki talimatlar olmadan bekçi işini nasıl yapacak?”
Bir planlama birimi kurulur ve planlamayı yapmak üzere, 750’şer TL maaşla, iki kişi işe alınır.
Bir süre sonra ”İşleri yapıp yapmadıklarını nasıl kontrol edeceğiz?” diye düşünülerek, 1.000’er TL maaşla, iki denetmen işe alınır, biri denetim yapar diğeri raporları yazar .
Bir süre sonra ”Bunların maaşları hesaplanıp nasıl ödenecek?” diye tartışılırve 1.500’er TL maaşla, bir malimüsavir, bir katip, bir de istatikçi işe alınır.
Bir süre sonra; ”Peki bunlardan kim sorumlu olacak?” diye düşünülür ve 5.000 TLmaaşlı bir müdür ve 3.000’er TL maaşla iki de müdür yardımcısı işe alınır.
Bir süre sonra, ülkede ekonomik kriz çıkar ve bütçedeki masrafları kısmak için bekçi işten çıkartılır…
Konumuz devlet değil elbette ve süreçler de fıkradaki kadar kötü değildir ama yine de ders almakta fayda var.
Bir girişim fikriyle yola çıkıyoruz ve kısıtlı bütçeyle çok şey yapmayı hedefliyoruz. Fakat o kadar gereksiz yerlere bütçe ayırıyoruz ki, daha üretime başlamadan satış departmanı kurmaya kalkıyoruz. Bunlar yaşanmış örnekler, bu kadar abartı olmasa da şahit olduğum bir durumdur.
Girişimci demek, patron olmak demek değildir, her şeye yetişmeye çalışan bir İsviçre Çakısı gibi çalışmaktır. Bir internet girişimi üzerine çalışıyorsunuz ve yazılımcısınız, ekibinizde tasarımcı var fakat tasarımları Css’ye dökecek arkadaş yok mu? Eğer bir parça bile biliyorsanız, taşın altına elinizi koymalısınız.
Farklı örnekler üzerinden gidelim.
Bir kafe açtınız, birçok inovatif fikirle yola çıktınız. Geçmişten gelen kafe deneyiminiz var, hemen iki garson, bir şef, bir aşçı, bir müdür.. almak, sadece maliyet getirecektir, müşteri değil. Yeri geldiğinde garson, yeri geldiğinde müdür olacaksınız, müşteriler gittiğinde yerlere paspası da siz atacaksınız. Bir işin ilk sürdürme eşiğini geçebilmesi için yeni personel istihdamı yerine kârlılık elde etmek ve bunu artırmaya odaklanmalısınız.
E-ticaret sitesi açtınız diyelim, hangi pozisyonlarda personele ihtiyacınız olur? Paketleme, taşıma, müşteri temsilcisi, planlama, pazarlama… Biraz sakin olmaya ne dersiniz?
Girişimler, kısıtlı imkan ve bütçeyle değer üretmek odaklı yoğun tempoda çalışılan yerlerdir. İş gücünü azaltmaktan ziyade, verimi artırmak, kârlılık elde etmek ya da varsa bunu sürdürmek ve artırmak için gayret etmeniz gerekir. Üç – beş kişilik bir ekipte müdür olmaz, olursa, işleri kim yapar?
Girişimlerde çekirdek bir kadro olur, bu kadroda işin temel dinamiklerini yürütecek kişiler olmalıdır. Her personelin uzman olmasa da üstleneceği birden fazla görevi olabilir. Bu girişim internet projesiyse, yazılımcı aynı zamanda sistemi idare edebilmeli, tasarımcı arayüz kodlayabilmelidir. Önemli olan prototip ve sonrasında ilk alfa/beta sürümlerin hayata geçebilmesidir. Sonrasında bunların iyileştirilmesi için kaynak ve personel arayışına geçilebilir.
Laf kalabalığı etmeden durum hakkındaki gözlem ve eleştirilerimi yazdığımı düşünüyorum. Eklemek ya da eleştirmek isteyen olursa, yorum alanı sizindir.
Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et