İtibar Yönetiminin Sınırları

İtibar yönetimi deyince akla başta Google Alert gelir sanırım. Çünkü kullanımı kolay ve ücretsizdir. Belirlediğiniz anahtar kelimeler, belirlediğiniz periyotlarda internette tarama yapılır ve sonuçları size e-mail olarak iletilir. Bu işe biraz daha profesyonel yaklaşmak isterseniz, monitoring yazılımları devreye girer. Hakkınızda kim, nerede, ne zaman, ne konuşmuş? sorularının cevaplarını listeler. İleri düzey monitoring yazılımları, %100 verim alınamasa da olumlu/olumsuz/nötr analizi de yapabiliyor.

Markanızın itibarı, geleceğini belirler. Kalıcı olmayı hedefliyorsanız, hakkınızda konuşulanları takip etmeli, kapsamlı ve doğru analiz etmelisiniz. Analizler yalnızca bir toplantı konusu değil, bir sonraki adımınızın stratejisinin temelini oluşturmalıdır. Bahsettiğim bu konuşmalar, olumlu ve nötr yoğunlukta olanlardır. Olumsuz konuşmaları tespit ettiğiniz anda vakit kaybetmeden aksiyon almanız gerekir.

İsminizin ya da logonuzun geçtiği herhangi bir yerde hakkınızda olumsuz bir yargı oluşmuş olabilir. Bunun kritik seviyede bir örneğini çalıştığım kurumda yaşadık. Müzik arşivimizden bir içerik, sıradan bir blogda paylaşılmış, bu paylaşımda isminiz ve logomuz kullanılmış. Paylaşılan içeriklerdeki sorun, kullanıcı (müşteri) tarafından bize e-mail aracılığıyla iletildi, sorunlu içerikle ilgili ciddi bir şikayet vardı e-mailin içerisinde. Hatta önemli kısmını yazayım: “sitenizdeki(?) müzik sorunlu..” E-mailin detaylarını okuduğumda çok şaşırdım. Sitenin alt yapısı blogspot ve özel domaine bile sahip değildi. Yani sitenin bizimle alakalı net bir şekilde anlaşılıyordu, tabii bizim penceremizden. Fakat paylaşılan içerikteki logomuz ve müziklerin bize ait olması, bizimle ilişkilendirilmesine sebep olmuştu.

Yaşadığımız bu deneyim, bize güzel dersler verdi, sizinle de paylaşmak istedim. Buna benzer bir örnek daha duymuştum, detaylarını hatırlamıyorum. O örnekte ise somut bir ürün vardı. Orijinal ürünün kopyası hakkındaki şikayeti markaya iletmişti.

Güncelleme: Tüp taktırılan Ferrari’nin, firma tarafından müşteriden geri alınması gibi müthiş bir örnek varken, markadan soğutacak kadar kötü bir örneğe sahip “topuklu converse çakması” için Converse de bir şey yapmalı, değil mi?

Ürününüzün kopyası ya da korsan bir içeriğin dahi hesabı markanızdan sorulurken, itibar yönetiminde sınırları tespit etmek o kadar da kolay olmayacaktır.

 


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.