Gün geçtikçe sosyal medya ile ilgili yeni sorunlar ortaya çıkıyor. Bu sorunlardan bir tanesi de, markaların içerik stratejilerinde yaşadıkları kısırlığı “özel günler” ile aşmaya çalışmaları diyebilirim. Zihninizde “nasıl yani?” diye bir soru oluşmuş olabilir. Sorunuzun cevabını, yazımın devamında kendi başımdan geçen bir örnekle açıklamaya çalışacağım.
Bu sorunu net bir şekilde tespit etmem, deneme süreci geçirdiğim bir ajansın içerik stratejilerini incelememle oldu. Benden istenen şey, sorunlu bir markaları için içerik stratejisi üretmemdi. Halihazırda yönettikleri sayfaları incelediğimde, “belirli gün ve haftalar” için güya özel tasarım ve tebrik mesajı içeren paylaşımlar ve “günaydın, iyi haftalar” gibi içerikler vardı. Ve hiçbir görsel, ne markayı, ne de özel günü hatırlatıyor, birbiri ile ise hiçbir sekilde etkileşime giremiyordu.
Kendine sosyal medya ajansı diyen, lüks eşyalara, eğlence odasına sahip bu şirket, aslında “bu işte para varmış, bizim de çevremiz var..” mantığıyla kurulmuştu.
Bu sözde ajansın detaylarıyla sizi daha fazla sıkmak istemiyorum. Buradaki eksikliği tespit etmek için ölçüm ise, İstanbul’da küçük bir ajans olmasına rağmen büyük markalara hizmet veren eski şirketim oldu. Özel günler, içerik stratejisinde yalnızca süs olarak yer alıyor, o günlerde ise markayla bütünleşen görseller paylaşılıyordu.
Belirli gün ve haftaların hedef kitlenizdeki yeri ve önemi büyük olabilir. Böyle olması, hiçbir özel günü atlamadan tebrik paylaşmanız gerektiği anlamına gelmez. Tebrik/taziye vs. paylaşılmasın da demiyorum aslında, yapmış olmak için yapmayın. Markanızla bütünleşen bir görsel hazırlayın, hedef kitlenizin duygularına dokunun, işte o zaman sorun ortadan kalkar.
Sadece bu sebepten sayfa beğenisinden vazgeçtiğim, takibi bıraktığım markalar oldu. Yine fark ettikçe, bu süreci böyle devam ettireceğim.
Markanızı sosyal medyada konumlandırmadan önce uzman bir danışmanla gerçekçi olarak konuşun. Gerçekten sosyal medyada var olmalı mısınız? Ya da olacaksanız, nasıl olmalısınız? Balık baştan kokar misali, çözümü burada bulacağımıza inanıyorum.
Eğer gerçekten ciddi bir amaç doğrultusunda giriş stratejisi oluşturulursa, ortaya çıkan içerik stratejileri ve sonrasındaki süreç de güzel bir şekilde ilerleyecektir.
Böylelikle “dostlar alışverişte görsün” mantığından uzakta hareket edebilecek, hedef kitlenizle bağ kuracağınız çalışmalar yapabileceksiniz.
Sosyal medya, insanların hayatının bir parçası oldu, bunu kabul etmeliyiz. Siz de bu parçanın içerisinde yer almak için onlara değer katmak ya da onların hayatlarına dokunmak zorundasınız. İçerik stratejisi geliştirirken lütfen bu kriteri göz önünde bulundurun.
Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et