Kurum olarak oldukça fazla sosyal medya hesabımız var. Bir süredir, bu hesapların envanterinin oluşturulması, hesapların durum analizi ve yapılması gerekenler hakkında çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmalarımızı bir sunum halinde ilgili birimlere sunuyorum, sorularına cevap veriyorum. Bu süreçte nelere dikkat edilmeli, neler gözardı edilmeli? gibi başlıklar hakkında edindiğim deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Analiz Servisleri
Öncelikle, analiz için ek bir servise gerçekten ihtiyacınız olmadığını söyleyebilirim. Üç-beş tane sayfa/hesap için analiz servislerine para vermek, size çok daha verimli sonuçlar sunmayacaktır. Biz ücretli bir servis kullanıyoruz fakat bunun sebebi, üç-beş sayfa değil de üç-beş yüz sayfa olmasıyla alakalı olduğunu söyleyebilirim. Yoksa, manuel olarak inceleyeceğiniz istatistikler, size fazlasıyla bilgi verecektir.
Beğeni/Takipçi Sayısı
Büyük patronların en çok sevdiği ya da merak ettiği kısım burası oluyor. Yüksek beğeni/takipçi sayısına ulaşıldıysa, hedefe ulaşılmış olarak algılanıyor. Sosyal medyanın ilk zamanlarında etkili olan bu istatistikler, şimdilik en az dikkate alınan metriklerden bir tanesi diyebilirim. Çok beğeni/takipçi olması, hepsine ulaşabildiğiniz anlamına gelmiyor. Takipçileriniz/hayranlarınız, Facebook’ta “takibi bırakmış”, Twitter’de ise “tweetlerinizi sessize almış” ya da “retweetlerinizi kapatmış” olabilirler. Bu da demek olur ki, sizin paylaşımlarınızdan reklam dışında hiçbir şekilde haberdar olmazlar.
Bir diğer durum ise, sosyal mecralarda içerik paylaşım yoğunluğunun artmasıyla birlikte, içeriklerinizin görüntülenme ihtimalinin düşmesi gerçeği var. Bu ihtimalleri göz önünde bulundurduğunuzda, yüksek beğeni/takipçi sayısının artık bir itibar sebebi olmadığını anlamış olmalısınız.
Etkileşim Oranı
Neredeyse tüm mecralarda ortak olan kavram, etkileşim diyebiliriz. Paylaşımlarınıza yapılan yorumlar, tekrar paylaşmalar ve beğenilerin tamamını tek kelimeyle, yani etkileşim olarak nitelendirebiliriz. Beğeni/takipçi sayısına artık takılmayın demiştik, önemli bir metrik olarak etkileşim çıktı. Markanızla etkileşime girmiş kullanıcılar, sizin için önem arz etmektedir. Eğer etkileşim oranınız düşükse sebeplerini araştırmalı, yüksek ise bunu nasıl sağladığınızı tespit edip sürdürmeli ve daha fazla artırmak için çaba göstermelisiniz. Başarının sürdürülebilir olanı makbuldür.
Bu oranı incelerken dikkat etmeniz gereken bir diğer husus, etkileşimin olumlu anlamda gerçekleşmesidir. Hakaret, ironi, eleştiri vb. amaçla markanızla etkileşim kurulmuş olması, “reklamın iyisi kötüsü olmaz” olarak değerlendirilmemeli, sorun tesbitiyle çözüm geliştirilmelidir.
Bu başlıktaki son tavsiyem ise, etkileşimi artırmak amacıyla markanızın kalitesiyle bağdaşmayan ve/veya bütünleşmeyen içeriklerden uzak durmalı, istatistiklerde bir değeri yükseltelim derken marka değerinizi düşürmekten kaçınmalısınız.
Haftalık/Aylık Gelişim Oranı
Hesaplarınızda yaptığınız paylaşımlar, sayfanızdaki istatistiklere olumlu etki sağlıyor mu diye kontrol etmelisiniz. Yeni beğenileri/takipçileri, etkileşim ivmesini haftalık/aylık grafiklerle incelemeli, kritik kırılmalar varsa o günlerde yaptığınız paylaşımları gözden geçirmelisiniz. Yalnızca içerik türü değil, içeriğin paylaşılma günü ve saatinin de etkileşimi doğrudan etkilediğini biliyorsunuz diye düşünüyorum.
Mesajlara Yanıt Verme Oranı
Bu metrik, şimdilik yalnızca Facebook tarafında geçerli, diğer mecralarda karşılığı ne olacak, zamanla göreceğiz. Eğer sayfanıza gelen mesajlara %90 oranında cevap veriyor ve bu cevapları 5 dakika içerisinde gönderiyorsanız, “Mesajlara yanıt verme oranı yüksek” rozeti kazanabilirsiniz. Böyle bir karta sahip olmak demek, kullanıcı tarafında “aktif yönetilen sayfa” izlenimi oluşturacaktır. Ayrıca, sizinle mesaj yoluyla iletişime geçmeyi tetikleyecektir. Çağrı merkezlerini aramak istemiyor olma sebeplerimizden birisi, uzun süre beklemektir. Buradaki durumda ise tersi geçerli olup, size itibar dahi kazandıracaktır.
Rakip Analizi
Elde ettiğiniz istatistikleri, rakiplerinizle kıyaslayarak daha anlamlı sonuçlar elde edebilirsiniz. Hedefiniz, her gün dünden daha iyi bir yerde olmak olmalıdır fakat bu, rakiplerinizle kendinizi hiç kıyaslamayın demek değildir. Rakiplerinizle kendinizi kıyasladığınızda elde edeceğiniz sonuç, gündemin ve diğer benzer şartların etkisini görmek olacaktır. Ciddi bir artış ya da düşüş varsa bu genel bir durum mu, yoksa size has bir durum mu, böylelikle tespit edebilir, daha derin incelemelere bu aşamadan sonra başlayabilirsiniz.
İncelemeniz gereken daha birçok metrik var. Temel düzeyde nelere dikkat edilmeli sorusuna cevap vermeye çalıştım. İleri düzey analizlerde nelere dikkat edilmesi gerektiğini de başka bir gün yazarım. 😉 Sizin eklemek istediğiniz ya da farklı düşündüğünüz noktalar varsa, yorumlarınızı beklerim.
Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et